top of page

Hakkımda

Bu Siteyi Neden Açtım?

Sarp Akbal.jpg

​Ben Sarp Akbal. İstanbul, Kadıköy doğumluyum. İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunuyum. Özel bir şirkette Kurumsal İletişim ve Pazarlama yöneticisi olarak çalışmaktayım. Müziğe olan ilgim gençliğinde müzikle ilgilenmiş asıl mesleği gazetecilik olan babamın desteği ile başladı. Küçük yaşlarda gitar çalmaya başladım ve daha sonra tuşlu çalgılarla tanıştım. Yine babamın yönlendirmesiyle Rock’n Roll, Latin, Chanson, gibi klasik popüler türleri dinlemeye başladım. Daha sonraları ise Heavy Metal, Progressive Rock, New Age, Jazz ve Jazz Fusion gibi müzik türleriyle tanışmamla müzik perspektifimi genişletmeye başladım. Yirmi yıldan fazladır sürdürdüğüm, her bir parçasını özenle topladığım plak koleksiyoncluğuna da aralıksız olarak devam etmekteyim.

Lise yıllarında hayranı olduğum Barış Manço, Deep Purple, Jean-Michel Jarre gibi müzisyen ve grupların kullandıkları tuşlu çalgılar gittikçe ilgimi çekmeye başlamıştı. Öncelikle geçmişte kullanılmış tüm bu cihazların işlevlerini, orkestralardaki yerlerini ve kullanımlarını incelemeye başladım. Moog, Hammond, Farfisa, Fender Rhodes, Clavinet, Pianet, Wurlitzer ve niceleri artık hayatımın bir parçası haline gelmişti. Dinlediğim tüm müziklerde bu cihazlar ve kayıtlarda kullanılan diğer ekipmanları, özelliklerini araştırmaya başladım.
 
İşte bu noktada lisede birlikte müzik yaptığımız yakın arkadaşım Doğan Özgen’le yıllar sonra karşılaşmam yeni bir başlangıca vesile oldu. Kendisi de piyano çalmaktaydı ve o da benim gibi bu eski seslerin peşinden gitmiş, gitmekle de kalmamış evini küçük bir stüdyoya çevirmiş, envaiçeşit org, synthesizer, elektro piyano, analog teypler ve mikslerlerle kendine bir dünya yaramıştı. Bu stüdyoda pek çok enstrüman ve cihazı bizzat deneyimleme ve kayıtlar yapma şansımız oldu.
​​
Yıllar geçtikçe Türk Popüler müzik tarihine ilgi duymaya başladım. Ülkemizde caz orkestralarıyla başlayan, pop akımı, aranjmanlar dönemi ve Anadolu Pop gibi türlerle devam eden, bir zamanlar altın çağını yaşamış daha sonraları ise Arabesk kültüre yenilmiş, adına bir zamanlar “Hafif Batı Müziği” denilen bir hazine mevcuttu bu müziğe emek vermiş isimli isimsiz birçok kahraman vardı. Bu değerli isimlerin hatırlanması, özellikle de bugün gençliğini yaşayan insanlara hatırlatılması gerektiğini düşündüğüm için bu siteyi açtım.
 
*Super Stereo’da geçmişte müziğe emek vermiş önemli isimlerin hatıralarını, yaşanmış kimi kısa, kimi uzun öyküleri, şarkıların yapılış aşamalarındaki ilginç olayları, kayıt stüdyolarından anıları, şarkılarla özdeşleşmiş efsanevi tuşlu çalgıları ve daha birçok ilginç detayı paylaşmaya çalışacağım. Beni bu siteyi açmam için teşvik eden herkese teşekkür ederim.
 

*Super Stereo: Kayıtlarda kanal sayısının 8, 16 kanal ve üzerine çıkmaya başladığı yıllarda plak ve kasetlerin kartonetlerine ses kalitesini ve hacmini belirtmek, dinleyicide ilgi uyandırmak üzere yazılmış bir ibaredir.

bottom of page